7 Mart 2017 Salı

Tasavvufi Dusuncenin Ahlaki Boyutu


 İnsan, gerçek kimliğini ancak, huyu, seciyesi ve tabiatıyla ortaya koyar. İnsanlar nekadar farklı görünürlerse görünsünler, huyları ve karakterleri onları mutlaka eleverir. Tasavvufun en sağlam ölçüsü, güzel ahlaktır. Tasavvufi düşüncede olağanüstü haller, baş döndüren makamlar, güzel ahlak ile beraber olmadıkları zaman hiçbir kıymet ifade etmezler.



Ahlak, en genel manasıyla Kur’an’la temsil edilir. Bir anlamda Kur'an, ahlakın evrensel kaynağıdır. Peygamber Efendimiz de bunun en güzel örneğini temsil etmektedir.O, yaşamı boyunca hep Kur’an’ın belirlediği ahlaki çizgide davranışlarını gerçekleştirmiştir. Nitekim Peygamber Efendimizin ahlakına dair Hz. Aişe’ye yöneltilen bir soruda o; "Kur'ân okumuyor musunuz? O'nun ahlakı Kur'ân'dır" şeklinde cevap vermiştir. 



Ayrıca bizzat Kur'ân, bu hakikati desteklemektedir (Kalem Suresi, 4.ayet).Tasavvufta ahlakı yaşamak dünyadan el etek çekmekle olur. 

Tarihteki uygulamalara bakıldığında gerçekten Peygamber Efendimizin ahlakının, kendisine inanmayanlarca dahi hayranlık ve takdirle karşılandığı görülür.Kur’anın öngördüğü ve Hz. Muhammed’in bizzat yaşayarak örnek olduğu güzel ahlak ilkeleri mutasavışar tarafından uygulanmaya çalışılmıştır. 
Mutasavvıflar, tasavvufî yaşamda, ibadet ve zikrin yanında ahlakî faaliyet ve faziletlerin de önemli olduğunu belirtmişlerdir. Nitekim Ebu'l-Hasan en Nuri'ye göre "Tasavvuf ne birtakım merasimler ne de bir bilgi yığınıdır; aksine tasavvuf yalnızca ahlaktır." *(Sadullah sarı).

          Tasavvufi düşüncenin ahlaki boyutunu ele alınca öncelikle tasavvuf ve ahlak üzerine yapılmış olan tanımlarını  oldukça fazla olduğunu belirtmeliyiz.Tasavvufta ahlak, kalbi dünyadan ayrılıp Allah'a bağlamaktır. Yani Kur'an ve sünnetin gösterdiği yolda çokça ibadet ederek ruhu saflaştırmaktır. İbadet, zikir ,tefekkür, riyazet ve mücadele ile nefsin arzularını kontrol altına almaktır. Yine tasavvuf ilmi hakikati elde edip Allah'a vuslatı gerçekleştirmenin arzu ve gayreti içerisinde olup Resulullah'ın ahlaki ile ahlaklanmaktır.(Kaynakça tasavvuf tarihi osman turer)
       Tasavvuf inancını benimseyen ünlü Türk düşünürlerine Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli örnek olarak gösterilebilir. Bu düşünürlerin ahlak anlayışı şu şekilde açıklanabilir;



Mevlâna: Bireyi merkeze alır. Ona göre Allah ses ve söz olarak insanda belirmiştir. İnsan kendisindeki Tanrı sırrına aşkla erişir ve bilgi sahibi olur. “İnsanı sevmek Tanrı’yı sevmektir” özüyle tüm yaratılmışlar içinde sadece insanın varlığının özünü mutlak güzellik ve iyiliği sezebileceğini belirtir. Madem ki evren Tanrı’nın kudretinin ortaya çıktığı alandır, hayattaki her şey Tanrı adına sevilir ve korunur. Evrendeki düzen ve yasa bize, kendimizde bulmamız gereken uyum ve ölçü için de bir örnek oluşturur. Madem ki insan varlıkların en şereflisidir, insanlar arasındaki sevgi, dostluk bağı ve yardımlaşma ahlakın özüdür ve ibadet özelliği taşır.(bilgibirikimi.net)



 Yunus Emre: İnsanların Allah sevgisinde birleşmelerini ve davranışlarını düzenlemelerini önerir. İnsanın asıl varlığı bedeni değil, iç yapısı ve ruhudur. Bu iç varlık, Allah’ın varlığından gelen bir ışıktır. Gönül bilir ki Allah’ı sevmek, O’nun yarattıklarını sevmektir. Yunus Emre’nin ahlak yasası temelini Allah’ta bulup, hoş görmeyi ve sevmeyi öğretme amacı güder.



Hacı Bektaş-ı Veli: Hacı Bektaş-ı Veli’ye göre insan olgunluğa erişinceye kadar üç aşamadan geçer. ilkinde tüm varolanları Allah BİLİR; ikincisinde tüm var olanların Allah’ın görünüşü olduğunu GÖRÜR; üçüncüsü Allah’ıyla bir OLUR. Allah’la bir olmak, varlıktan kurtulup yeniden varlığa dönmektir. Bunu başaran insan olgun insandır.


 “Yoksa o kimse ki, gece saatlerinde -ibadete- devam eder, secde edici ve kıyamda durucu olarak ahiret azabından çekinir ve Rab'binin rahmetini diler, -bununla böyle olmayan eşit olur mu?.-Deki: Hiç bilenler ile bilmeyenler eşit olabilirler mi?. Ancak saf akıl sahipleri düşünüverir. -bundan ibret alırlar.” (Zümer Suresi. Ayet :9)

                     Hadisler

“Gizli bir hazine idim, bilinmeyi sevdim ve mahlukatı yarattım” (hadisi kudsi)
“Nefsini bilen rabbini bilir.”
“Yer ve göğe sığmadım, mümin kulumun kalbine sığdım.”(hadisi kudsi)
“Küçük cihaddan büyük cihada dönüyoruz. Bu da kalp cihadıdır.”
“Bir anlık tefekkür bir yıllık ibadetten hayırlıdır.”
“Ölmeden önce ölünüz.”
“Sen olmasaydın bu alemi yaratmazdım”(hadisi kudsi)
“Allah’ım beni fakir olarak yaşat, fakir olarak öldür.”
“Allah her mahzun kalbi sever. (Kaynakça müslim (sahih),ebu davut suneni)
İhlas ilmini okumak; ucub, riya, hased gibi manevi hastalıkları bilmek ve bunlardan muhafaza olmaya çalışmak farzı ayndır. (her müslümana farzdır.) İnsanın nefsi için her birisi birer afet olan kibir, gazap, cimrilik, ihanet gibi hastalıkları bilmek ve kendini bunlardan muhafaza etmek de farz-ı ayndır." (Kaynakça İbn-i Abidin; I/41)



Tasavvufun gayesi insanı Allah'a yaklaştırmaktır.Tasavvufta ahlaka ulaşma yolunda nefsin çeşitli mertebelerinden bahsedilir. Bunlar nefsi emmare ,nefsi levvame, nefsi mülhime, nefsi raziye,nefsi mutmainne ,nefsi marziye ,nefsi kamile olmak  üzere yedi aşamadan oluşmaktadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder